Tasarrufun İptali Davasında

T.C. Adana 15. Asliye Hukuk Mahkemesi, 19.12.2024 tarihli kararında, tasarrufun iptali talepli davada "borcun doğum tarihinin" iptale konu tasarruftan sonra gerçekleştiği gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

Davanın Özeti:

Davacı alacaklı, borçlu hakkında Adana 11. İcra Müdürlüğü’nün ilgili dosyası kapsamında kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığını, borçlunun takipten önce mal kaçırmak amacıyla taşınmazını muvazaalı şekilde üçüncü kişilere devrettiğini ileri sürerek, İİK m.277 ve devamı hükümleri uyarınca tasarrufun iptalini talep etmiştir.

Mahkemenin İncelemesi:

Mahkemece, tasarrufun iptali davalarına özgü özel dava şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilmiş; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı doğrultusunda borcun doğum tarihi ile tasarruf tarihi arasındaki ilişki incelenmiştir.

  • Takibe konu bono 15.01.2010 tarihli olup,
  • Davaya konu taşınmaz ilk kez 06.02.2009 tarihinde devredilmiştir.

Bu çerçevede, borcun doğumunun tasarruftan önce gerçekleştiği yönünde davacı tarafça yeterli delil sunulamadığı ve senet tarihinden geriye gidilerek borç ilişkisinin başlangıcının ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.

Karar Özeti:

Mahkeme, davacının borcun tasarruftan önce doğduğuna ilişkin iddiasını somut delillerle ispatlayamaması nedeniyle, dava şartı eksikliği bulunduğunu belirterek davanın reddine karar vermiştir.


Değerlendirme:

Tasarrufun iptali davalarında borcun, iptale konu tasarruftan önce doğmuş olması, davanın dinlenebilmesi için aranan asli dava şartlarından biridir. Her ne kadar senet tarihinden önceki bir borç ilişkisinin varlığı iddia edilse de, bu ilişkinin yazılı ve kesin delillerle ortaya konulamaması, davanın reddine yol açmaktadır. Bu karar, özellikle bono ve çek gibi kıymetli evraklarda biçimsel tarihlerin ötesine geçerek borcun gerçek doğum tarihinin ispatı açısından uygulamada dikkatle değerlendirilmelidir.


İlgili Mevzuat:

  • İcra ve İflas Kanunu (İİK) m.277-284
  • 6100 sayılı HMK m.114-115
  • Yargıtay 17. HD, 2016/18963 E., 2019/8381 K.
  • Yargıtay HGK, 2013/17-224 E., 2013/1478 K.