İhtiyati Hacze Karşı Hukuki Koruma: Mülkiyet Hakkı, KVKK ve Yargı Yolu
İhtiyati haciz, alacaklıların dava açmadan ya da dava sırasında borçlunun malvarlığı üzerinde tedbir aldırabilmesini sağlayan geçici hukuki korumalardan biridir. Ancak bu koruma bazen öylesine aceleci ve soyut gerekçelerle uygulanır ki, haksız müdahalelere ve mülkiyet hakkının açıkça ihlaline yol açabilir. Bu yazımızda, hem vatandaşların hem de hukukçuların ilgisini çekecek şekilde ihtiyati haciz kararlarına karşı nasıl itiraz edileceğini, hukuki zeminde nasıl savunma yapılabileceğini ve emekle kazanılan mülkiyet hakkının nasıl korunacağını ele alıyoruz.
İcra ve İflas Kanunu’na (İİK) göre, alacaklılar, borçlunun ödeme gücünü ortadan kaldıracak işlemlerde bulunduğu endişesiyle mahkemeye başvurarak, onun mallarına geçici olarak el konulmasını (haciz) talep edebilir. Mahkeme bu talebi yerinde görürse, davalının malvarlığına ihtiyati haciz kararı verebilir.
Ancak dikkat: Bu karar bir yargılama yapılmadan, hatta çoğu zaman borçlu dinlenmeden alınır.
Bazı alacaklılar, gerçekliği tartışmalı iddialarla, sırf baskı oluşturmak veya karşı tarafı zarara uğratmak amacıyla ihtiyati haciz talep edebiliyor. Mahkemeler ise, sunulan delillerin yeterliliğini denetlemeden, “ihtiyat” kavramı üzerinden hemen karar verebiliyor. Bu da ciddi mağduriyetlere neden olabiliyor:
Aracınıza, taşınmazınıza, şirket hesaplarınıza el konabiliyor.
Ticari itibarınız zarar görebiliyor.
Haksız uygulamaya karşı yargı süreci uzadıkça zararın boyutu büyüyebiliyor.
İşte bu noktada, ihtiyati haciz kararına karşı itiraz hakkı devreye giriyor.
İcra ve İflas Kanunu m.265 uyarınca, ihtiyati haciz kararına karşı 7 gün içinde, haciz kararının tebliğinden itibaren kararı veren mahkemeye itiraz edilebilir.
Bu itiraz dilekçesinde;
Muvazaa iddialarının soyutluğu,
Dayanak delillerin yetersizliği,
Malın mülkiyetinin hukuken kazanılmış olduğu,
Anayasa m.35 uyarınca mülkiyet hakkının ihlali,
TMK m.2 kapsamında hakkın kötüye kullanımı,
KVKK yönünden kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirildiği iddiaları
öne sürülebilir.
Bir başka kritik konu: Davacı taraf, davalı ile ilgili alım-satım gibi özel bilgileri dava dilekçesinde nasıl elde etmiştir?
Bu tür bilgilere rızanız olmadan erişilmesi, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) uyarınca açıkça hukuka aykırıdır. Hatta bu durum, TCK m.136 kapsamında kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde temini suçu niteliği taşıyabilir.
Bu nedenle, dava dilekçesinde özel hayatınıza dair veri varsa, itiraz dilekçenizde “haklarım saklıdır, gerekirse suç duyurusunda bulunulacaktır” ibaresine mutlaka yer verilmelidir.
"İhtiyati haciz kararı verilen her dosyada, kararı veren hakimin 'yaklaşık ispat' koşulunun sağlanıp sağlanmadığını somut delil üzerinden değerlendirmesi gerekir. Aksi hâlde sadece soyut iddialarla alınan kararlar, ileride ciddi hak ihlallerine ve devletin tazminat sorumluluğuna yol açabilir."
Size karşı ihtiyati haciz kararı verilmişse, hemen bir avukata başvurun.
Karar size tebliğ edildiği andan itibaren 7 gün içinde kararı veren mahkemeye itiraz edin.
Dilekçenizde: mülkiyet hakkı, delil yetersizliği, TMK m.2, KVKK, Yargıtay ve AYM içtihatlarına atıf yapın.
T.C. Anayasa Mahkemesi 25.10.2018, 2014/17196
Yargıtay 1. HD, 2021/4829 K.
Yargıtay 21. HD, 2015/8588 K.
İİK m.265, HMK m.194, TMK m.2
6698 sayılı KVKK, TCK m.136
Daha fazla bilgi ve danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.